İstanbul’daki gıdalarda yüksek pestisit çıkması ne anlama geliyor?

“`html

Greenpeace Türkiye, 28 Nisan tarihinde yayımladığı “Pestisitler ve Çocuklar” başlıklı raporuyla, İstanbul’daki sebze ve meyvelerde sağlık açısından risk taşıyabilecek pestisit kalıntılarına rastlandığını duyurdu.

Bu kapsamda gerçekleştirilen araştırmada, İstanbul’daki çeşitli zincir marketlerden ve farklı mahalle pazarlarından alınan gıda örnekleri, uluslararası akredite bir laboratuvar aracılığıyla incelendi.

Analiz edilen her üç gıda ürününden birinde, Türkiye’deki gıda güvenliği yönetmeliklerine aykırı kalıntılar bulunduğu ortaya çıktı.

Ruhsatsız pestisit kullanımı oranının %33 seviyesinde olduğu tespit edildi.

Çalışma çerçevesinde biber, domates, elma ve salatalık gibi toplam 14 farklı sebze ve meyveden 155 örnek incelendi.

Rapora göre, pestisitlerin en çok sorun yarattığı gıda ürünleri arasında salamura yapraklar ilk sırada yer almakta, bunu yeşil sivri biber ve ıspanak takip etmektedir.

Tarım ve Orman Bakanlığı, denetimlerde mevzuata aykırı pestisit kullanımı tespit edildiğinde üreticilere ve gıda işletmelerine idari yaptırımlar uygulamaktadır.

2024 yılının Aralık ayında yapılan açıklamalarda, 2021-2023 döneminde Türkiye’deki pestisit kalıntı oranlarının %35 oranında azaldığı bildirildi.

Greenpeace, Bakanlığın pestisit analiz sonuçlarını düzenli bir şekilde açıklamasını ve organik-kurtarma üretimlerinin daha fazla desteklenmesi gerektiğini vurguluyor.

PETİSİTLERİN SAĞLIĞA ZARARI NEDENİ NEDİR?

Pestisitlerin insan sağlığı üzerindeki etkileri, akut ve kronik olarak iki grupta değerlendirilmektedir.

Akut etkiler, kişilerin kısa süre içinde maruz kalması durumunda ortaya çıkabilir ve genellikle bulantı, kusma ve baş ağrısı gibi belirtilerle kendini gösterir.

Düşük dozlarda ve uzun süreli pestisit maruziyeti ise kronik zehirlenmelere yol açabilmektedir.

Gıda, içme suyu, solunum ve cilt teması gibi yollarla düşük dozlarda pestisite maruz kalmak da söz konusu olabilir.

Pestisitler, solunum yolu hastalıkları, nörolojik sorunlar, kanser, hormonal bozukluklar ve üreme sistemi sorunları gibi birçok sağlık problemine neden olabilmektedir.

Halk sağlığı uzmanı Prof. Dr. Çiğdem Çağlayan, pestisitlerin hormonlar üzerindeki olumsuz etkileri konusunda şu ifadeleri kullanmıştır:

“Özellikle çocuklarda erken ergenlik döneminin başladığını görmemiz mümkün. Kız çocukları, daha genç yaşlarda adet görmeye başlarken, erkeklerde sperm anormallikleri görülebiliyor.”

ARAŞTIRMA BULGULARI

Greenpeace Türkiye’nin gerçekleştirdiği analizlerde, 155 örneğin 49’unda “hormonal sistem bozucu, nörolojik gelişim bozan, kanserojen veya üreme sağlığı için tehdit oluşturan” en az bir pestisit kaydedildi.

Bu örneklerin %90’ında “üreme sağlığı veya gelişim üzerine olumsuz etkileri olan” en az bir pestisit kalıntısı tespit edildi.

PFAS (perflorlu ve poliflorlu alkil bileşenleri) içeren pestisitlerin de raporda öne çıkan unsurlar arasında yer aldığı bildirildi.

Çeşitli araştırmalar, bu bileşenlerin çocuk gelişimi üzerinde negatif etkiler yaratabileceğini ve üreme sağlığını tehlikeye atabileceğini göstermektedir.

Greenpeace Türkiye’nin incelediği örneklerin 67’sinde en az bir PFAS içeren pestisit kalıntısı ortaya çıkmıştır.

Analiz edilen her 10 gıda örneğinden yaklaşık 6’sında ise birden fazla pestisit kalıntısı bulunduğu belirtiliyor.

PESİTİS NEDİR?

Pestisitler, böcek, yabani ot, sürüngen ve bakteri gibi canlıların yok edilmesinde kullanılan kimyasal maddelerdir.

Bu kimyasallar, şehirlerde, bahçelerde, parklarda ve tarım alanlarında “zararlıları” öldürmek için uygulanmaktadır.

Özellikle endüstriyel tarımın yaygınlaşmasıyla birlikte pestisitler, üretkenliği artırmak adına fırsat olarak düşünülmektedir.

BBC Türkçe‘ye konuyla ilgili açıklamalarda bulunan gıda mühendisi Merve Atınç Saral, pestisitlerin tarımda kullanımının, mevsim dışı sebze ve meyveye erişimi kolaylaştırdığını belirtti.

Saral, ayrıca görsel olarak iyi görünen tarım ürünlerinin tüketiciyi memnun ettiğini ve bunun artan pestisit kullanılmasını da etkilediğini vurguladı.

Tarım ve Orman Bakanlığı’nın 2024 verilerine göre Türkiye’de il düzeyinde pestisit kullanımında Adana, Mersin, Antalya ve Manisa öne çıkmaktadır.

BBC

Ancak bu kimyasalların bir kısmı hedefine ulaşsa da kalanları hava, su ve toprağa karışarak çevreye zarar vermektedir.

Zamanla hedef canlıların pestisitlere karşı direnç geliştirmesi mümkün olabilmektedir.

Etkisini kaybeden pestisitler, daha sık ve yüksek dozlarda kullanıldığında çevrede bulunan diğer canlıları da olumsuz etkileyen duruma yol açmaktadır.

Bu da arı, kuş, balık ve uğur böceği gibi yararlı organizmaların ölümüne neden olabilmektedir.

KÜRESEL PESTİSİT KULLANIMI

Gıda güvenliği denetim uzmanı Nurten Sırma, BBC Türkçe‘ye yaptığı değerlendirmede, dünya genelinde pestisit kullanım oranlarının farklılık gösterdiğini, ancak tüm ülkelerde yaygın bir biçimde kullanıldığını vurgulamıştır.

Sırma, “Her ülkenin pestisit kullanımı, tarım politikaları ve toprakta meydana gelen zararlara göre değişiklik göstermektedir.” şeklinde konuştu.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) 2022 verilerine göre, dünyada en yüksek pestisit kullanımına sahip kıtalar sırasıyla Asya, Amerika, Avrupa, Afrika ve Okyanusya olarak sıralanmaktadır.

Türkiye’de ortalama pestisit kullanımı, dünya ortalamasıyla hemen hemen eşit seviyededir; Avrupa Birliği ülkelerinin ise gerisindedir.

AVRUPA BİRLİĞİ’NDE MEVZUAT STANDARTLARI NASILDIR?

Avrupa Birliği (AB), insan sağlığını koruyarak gıda güvenliğini sağlamak amacıyla gıda ve yemlerdeki maksimum kalıntı limitlerini (MRL) belirlemektedir.

AB bünyesinde uygunsuz ürün tespit edildiğinde ise bu durum RASFF (Gıda ve Yem için Hızlı Alarm Sistemi) üzerinden kamuoyuna duyurulmaktadır.

İlgili kamuya açık sistem üzerinden yıl, ülke ve pestisit türüne göre araştırma yapılabilmektedir.

AB’nin pestisit politikaları, Türkiye’den gıda ürünleri ihracatını doğrudan etkilemektedir.

Eğer Türkiye’den ihraç edilen tarım ürünleri AB standartlarını karşılamıyorsa iade edilmektedir.

Merve Atınç Saral, RASFF kapsamındaki analiz sonuçlarının sadece ihraç edilecek ürünler için sunulduğunu belirterek:

“Türkiye’de pestisitlerin hangi ürünlerde ve ne oranlarda kullanıldığını bilmek maalesef oldukça zor. Sadece yurtdışına giden ürünlerin kalıntı sonuçlarına erişebiliyoruz.”

Getty Images

TÜRKİYE’DE DENETİM SÜRECİ NASIL İŞLİYOR?

Türkiye’de bu oran, Türk Gıda Kodeksi Pestisitlerin Maksimum Kalıntı Limitleri Yönetmeliği’ne göre belirlenmektedir.

Bu denetimlerden sorumlu olan kuruluş Tarım ve Orman Bakanlığıdır.

Gıda güvenliği denetim uzmanı Nurten Sırma, bu denetimlerin hasat öncesi, hasat sonrası, hallerdeki satış noktaları ve market raflarında gerçekleştirildiğini bildirdi.

Tarım ve Orman Bakanlığı’nın verilerine göre, 2021-2023 döneminde 250 bin pestisit denetimi yapılmıştır.

Son 3 yılda Türkiye’de pestisit kalıntı oranı %35 azalmışken, AB RASFF bildirimleri %54 düşüş göstermiştir.

Ek olarak, 7 Ocak’ta 223 maddenin AB ile uyumlu şekilde yasaklandığı duyurulmuştur.

Buna rağmen, bazı yasaklı pestisitlerin hâlâ kullanıldığına dikkat çeken uzmanlar, bu durumu düzenli RASFF bildirimlerine de yansımaktadır.

BBC Türkçe‘ye konuşan uzmanlar, pestisit kullanımının azaltılması için organik tarımın teşvik edilmesi ve biyolojik mücadele yöntemlerinin yaygınlaştırılması gerektiğini vurgulamaktadır.

Uzmanlar, kalıntıların düzenli olarak izlenmesi, gerektiğinde yaptırımların uygulanması ve tüm verilerin tüketicilerle paylaşılmasının gıda güvenliği riski açısından büyük önem taşıdığını belirtmektedir.

“`

Related Posts

Karın Germe Ameliyatı

Karın germe ameliyatı hakkında açıklama yapan uzmanlar, operasyon hakkında önemli açıklamalarda bulundu.

Kene Kaynaklı Hastalıklar Nelerdir?

Kene kaynaklı hastalıklar hakkında açıklama yapan uzmanlar, kenenin yol açtığı hastalıkların artmaya başladığını söyledi. 

10 aylık bebeğin nefes borusuna şeker ambalajı kaçtı: Operasyonla çıkarıldı

Batman’da, 10 aylık erkek bebek S.E.’nin nefes borusuna kaçan şeker ambalajı, operasyonla çıkarıldı.

Doç. Dr. Diktaş: Bozulmaya başlayan etler, bakteriyel enfeksiyonlara yol açabilir

Doç. Dr. Diktaş: Bozulmaya başlayan etler, bakteriyel enfeksiyonlara yol açabilir

İftira atmak bir hastalık mı yoksa huy mu?

Klinik psikiyatri uzmanları, sürekli iftira atma davranışının tek başına bir “hastalık” olarak tanımlanmadığını, ancak sıklıkla “pseudologia fantastica” (patolojik yalan söyleme) ve altında yatan kişilik bozukluklarıyla ilişkili semptomlar sergilediğini vurguluyor.

“Daha az zararlı” iddialarına inanmayın ! : Yeşilay’dan elektronik sigara uyarısı

Yeşilay Genel Başkanı Mehmet Dinç, “elektronik sigara daha az zararlı” algısının doğru olmadığını belirtti. “Elektronik sigara konusunda ciddi bir algı bozukluğu ortaya çıkarılmaya başlandı. Bunlardan biri ‘Sigarayı bırakmaya yardımcı olabilir’ diye. Asla doğru değil. ‘Sigaradan daha az zararlı’ deniliyor. Bu da doğru değil” açıklamasında bulundu.